CUMHURİYET KENTİ
KARABÜK’ E DAİR
3 NİSAN 1937
M.K.ATATÜRK, 30 yılını asker olmaya, 12 yılını cepheden cepheye vatan savunmasına, ömrünün geri kalan son 15 yılını da modern Türkiye’nin kuruluşuna ve ekonomik kurtuluşuna adamış bu milletin başına gelmiş en büyük şanstır.
Milli mücadelenin kahramanları paşalar, hepsi de iyi eğitim almış Osmanlının gözde paşalarıydı. O döneminin acı tecrübelerini sanayiden hatta dünyadan kopuş sürecinin bizi hangi felaketlere sürüklediğini bizzat yaşayarak görmüşlerdi.
Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran işte bu irade;
1934-1938 yıllarını kapsayan Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı ile zaferle biten milli mücadeleyi, ekonomik kalkınma hamlesi ile taçlandırmanın, bağımsız Türkiye’nin temimatı olduğunu biliyorlardı.
Yol haritalarını buna göre çizdiler.
Sanayinin canlanması için ilk olmazsa olmaz alt yapı ulaşımdı.
Osmanlı döneminde ağaç dalları gibi çıkarlara göre oluşturulmuş, çıkarın bittiği yerde ağaç dalı gibi sonlanan demiryolları tesislerini Türkiye’nin hammaddesini fabrikalara, fabrika çıktılarını Anadolu içlerine taşıyacak ekonomik kalkınma hamlesine hizmet edecek anlayışla “demiryollarını ülkeyi saran ağ biçimimde” planladılar.
Onun için onuncu yıl marşında “Demir ağlarla ördük, ana yurdu dört baştan “ dediler.
Bu Demir ağlardan biri Irmak- Filyos arasında “Kömüre giden Demiryolu” olarak anılan hat idi.
Hattın diğer yönü ise Demir madenine giden Divriği hattı oldu.
Rayların inşası bir ucu Filyos’dan diğer ucu Irmak’tan başladı ve demiryolu rayları buluştuğu yer Eskipazar tren istasyonu oldu. (Fikret GÖKÇE abi Eskipaza’a rayların öpüştüğü yer” der)
Bu alt yapının üzerine Karabük doğdu.
Karabük’e sadece bir fabrika değil bir kent, sadece bir kent değil bir yaşam kültürü kurdular. Bunu yaparken ben karar verdim oldu değil tam 8 yıl fizibilitesini çeşitli yönleriyle Rusya, Almanya, İngiltere ve hatta Amerika’dan bile uzmanların raporlarını değerlendirerek yaptılar. İngiliz’i Almanla yarıştırdılar. Onların parası onların Pazarı ile
kömüre giden tren yolu üzerinde güvenlikli bölge Safranbolu- Karabük lokasyonunda 16 milyon TL bedelle “her fabrika bir kale” anlayışı ile bacaları tüttürdüler.
Kadın Berekettir diye tütün bacalar, usta başının kızının adı gibi Fatma oldu, Müdürün kızının adı gibi Zeynep oldu, Ülkü oldu.
Demir ve Çelik Fabrikası yokluğun mazeret sayılmadığı tıpkı kurtuluş savaşının Kuvayı milliye ruhunun sanayileşme alanındaki tezahürü olduğunu, onun enerjisi ile oluşan kültürel değişimin izleri olan Yenişehir’de oluşan sineması, havuzlu bahçesi, mühendisler kulübü hatta onun adını taşıyan Lisesinin manevi miras olduğunu inkar edebilir miyiz?
Bunların mekansal boyutu ile bir bütün olduğunu, Karabük’ü sanayi kent müze haline getiren , hatta 3 Nisanı Sanayi Gününe evirecek bu felsefeyi anlayarak Türk Milletine yaymak gibi devasa potansiyeli görememek herşeyi yıkmak yok etmek nasıl bir ruh halidir?. Yenişehir sinemasının bugünkü halini bakın içiniz erir. Savaş sonrası düşman saldırısına uğramış köhne yapılar gibi. Bu bir örmek.
Restore edin, yaşasın bu değerler. Karabük yaşayan sanayi müzesi, bunu tüm erken cumhuriyet değerleri ve geçmişten geleceğe taşınacak yapıları ile korunacak birşey olduğunu anlayalım. Safranbolu'ya gelenlerin ikinci bir gelme nedeni de bu olur, olsun. KARDEMİR bir dönem sosyal sorumluluk projelerine buraya ayırsın mesela.
Avcumuzıun içine o vatansever neslin yerleştirildiği bu nadide çiçeği daha ne kadar susuz ve ruhsuz bırakacağız,
Bu nadide çiçeğe 5 Nisan 1994 kararları ile yaşatılanlar canımızı hala acıtmıyor mu?
Karabük ruhunu koruyun, o ruhun arkasında modern dünyaya açılan cumhuriyet var….dokunmayın!!!
3 Nisan Kuruluş günü etkinlikleri gittikçe zayıflıyor, farkındayız. Yapmayın.
Bu yıl
Brtv Batı Karadeniz'in Televizyonu iftar programı ile tüm bileşenleri iftarda bu güne özel bir araya getiriyor, kutlarız.
Bu görev halkın vekaletini alan Karabük'ü yöneten herkesin.
Bir söz de KARDEMİR Yönetimine;
Cumhuriyetin armağanı o yüz akımız fabrika nın maddi sahibi sizlersiniz ama orası bizim manevi mirasımız. Karabük'e dair sosyal sorumluluğunuz olduğunu hiç unutmayın.
Çünkü sizin sahibi olduğunuz yer sıradan bir fabrika değil kuvay-i milliye ruhunun üzerinde kol gezdiği milli destandır.
KARABÜK'ÜN 86.KURULUŞ YILI KUTLU OLSUN.
Büyük Önder M. K. ATATÜRK, İsmet İNÖNÜ ve Fevxi ÇAKMAK başta olmak üzere tüm emeği geçenleri saygı ve minnetle anıyorum. Mekanları cennet olsun.